CHP için "kuruluşun ve kurtuluşun partisi" söyleminden vazgeçilmeli çünkü bu doğru değil. CHP diğer sayısız partiden sadece biridir. Bunu böyle kabul etmediği ve kendisinde bir üstünlük gördüğü sürece CHP iktidara giden yolda gerekenleri yapamaz çünkü eksiği olduğu gerçeğini kabullenmeyen kişi ve kurumlar eksiğini gideremez.
Ülkeyi Atatürk önderliğinde yurtsever, devrimci bir ekip işgalden kurtardı ve 2. Mahmut'tan beri devam eden modernleşme hareketini başarıya ulaştırarak yeniden çağdaş normlarla devleti dizayn etti.
Bu ekip, bu çağdaş normları savunan bir parti kurdu ki o da aslında İttihat ve Terakki'nin bir devamıdır. Bu parti, bugünkü CHP değildir çünkü dünya o günkü dünya, ülke o günkü ülke değildir.
Bugün dünya değişmemiş, insanlar değişmemiş, ülke değişmemiş gibi davranmak; tam olarak ne olduğunu bilmeden "CHP kuruluş ilkelerine dönsün" demek Atatürk'ün devrimci yürüyüşüne ve akılcı yaklaşımına terstir.
CHP kuruluş ilkelerine dönecekse şayet, bu şu anlama gelmelidir: Değişime, dönüşüme, aklın rehberliğine ve değişen dünya koşullarına uyum sağlayacak bir yapılanma. Ancak o zaman hem CHP'nin hem de ülkenin makus talihi yenilebilir.
Hem hiç değişmeyelim hem de hızla değişen bir dünyanın orta yerinde tarihin en köklü uluslarından ve devletlerinden birini yönetelim demek abesle iştigaldir.
Ülke CHP'nin CHP de kendini ülkenin sahibi sayanların mülkü değildir. CHP'nin değişmesine ve günümüz koşullarına uygun yapılanmasına çok ihtiyaç var çünkü ülkenin Atatürk'ün devrimci aklına ihtiyacı var.