Din kardeşliği ve sokak

İki büyük Dünya Savaşı Avrupa'nın Hristiyanları arasında çıkmış ve milyonlarca insan ölmüştür. Yavuzu'n Doğu Seferi'nde savaştığı herkes müslümandı. Fatih de Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan da hem Türk hem de müslümandı, hakeza Yıldırım ve Timur da öyleydi.    Ulusların ve devletlerin politikası kardeşlik masalı üzerine değil ülkenin ekonomik sosyal ve siyasal çıkarına göre belirlenir.  Suriyeli kaçkınlar meselesinde ilk önce "Din Kardeşi" masalını bir terk etmeliyiz. Sonra da çok kolay olmayan bu sorunun çözümü için bir yol haritası oluşturmalıyız.    Böyle bir yol haritası oluşturmadan toplumsal tepkilerin önüne geçmek pek mümkün olmayacaktır. Sokak akılla değil duyguyla hareket eder ve kışkırtılmaya çok açıktır.    Ulusun ve ülkenin geleceği sokağın inisiyatifine terk edilemez. Eğer işi sokağa havale edersek bunun siyasal sonuçları da olacaktır ve ülkede Avrupa benzeri bir aşırı sağ eğilim yükselişe geçecektir ki bu başımıza gelebilecek en büyük felaket olur.    Bütün bunlar kuşkusuz ki halkın artık çekilmez hale gelen ekonomik sorunlara tepkisinden de kaynaklanıyor. İnsanlar ekmeğe ulaşmakta zorlandıkça paylarının nereye gittiğini daha çok sorgulayacaktır bu kaçınılmaz bir sonuçtur.    Her ne sebeple olursa olsun halk Suriyeli kaçkınlar konusunda çok tepkili. Ve çoğunluk din kardeşi masalına itibar etmiyor. Bu sorun çözülme yoluna girmeden de bu tepki dinmeyecek.