ANODEM'de gündem eğitim serüveni

haberimizvar.net- Antalya Ortak Düşün Meclisi (ANODEM) Eylül ayı meclis toplantısında ülkemizin en önemli meselesi olarak kabul edilen eğitimi tartıştı. Oturum başkanlığını mali müşavir ve yazar Eşref Ural’ın yaptığı toplantıda önceki dönemler Kepez belediye başkanı ve emekli okul müdürü Mehmet Atay, Emekli eğitim yöneticisi Kadir Sözen ve A.Ü. Öğretim Üyesi Dç. Dr. Önder Bilgin sunum yaparak Türkiye2nin milli eğitim politikalarını değerlendirdiler. 

ANA BAŞLIKLARLA EĞİTİM SORUNLARI Toplantıda ilk sözü alan konuşmacı Mehmet Atay, tecrübeli bir eğitim yöneticisi olarak şunları söyledi; “taşımalı eğitim uygulaması yanlış olmuştur ve pek çok sorunu beraberinde getirmiştir. Özel okulların açık tutulması ve yaygınlaştırılması da hatalı bir uygulamadır. Eğitimde fırsat eşitliği her geçen gün bozulmaktadır. Test odaklı eğitim sistemi hatalıdır. Öğrencilerin evleri ile okul arasındaki mesafe fazla uzundur. Okullarda sağlıklı beslenme sorunları yaşanmaktadır. Özel okullar yeterince denetlenememektedir. Milli eğitimde ülkü birliğinden uzaklaşılmaktadır. Ve ayrıca, derslik sayısı yetersizdir, okul bahçeleri dar ve yetersizdir, öğrencilerimizin sosyalleşmesi açısından sportif faaliyetler arttırılmalıdır. Öte yandan, öğretmenlerin özlük hakları, müfredatın dünyadaki hızla gelişen teknolojiye aynı hızda adapte olamaması, mesleki eğitim okullarının hızla modernize olamaması ve mevzuatın hızla değişen toplumsal yapının gerisinde kalması, mili eğitimin karşısındaki çok önemli sorunlardan bazılarıdır” diyerek konuşmasını tamamladı.    “BİZ DEĞİŞİMİ YALIŞ ANLADIK!” Toplantıda söz alan bir başka konuşmacı da, emekli eğitim yöneticisi Kadir Sözen oldu. Sözen, özetle şunları söyledi; “eğitimde istenilen başarının sağlanabilmesi için öncelikle liyakat-güven-istikrar kavramlarının önemli olduğunu düşünüyorum. Ama eğitim paydaşları bu konuda bölünmüş durumda. Biz değişimi yanlış anladık. Dünya değişiyor diye bir evin içindeki oturma grubunun yerini değiştirir gibi her şeyi bir oraya bir buraya taşıdık. Değişimi sürekli değişim yapmak olarak anladık. Örneğin iş eğitimi diye bir ders vardı, değişim adına onu da yok ettik. Eğitimde liyakatı kaybettik.    “GENÇLER ÜLKEMİZE GÜVENMİYOR!” Gençler ülkelerine ne kadar güveniyor? Örneğin İstanbul Erkek Lisesi bu yıl LGS’den tam puan (500 puan) lan 180 öğrenci bu okulu tercih etti. Ve bu okulu bitiren öğrencilerdeen 2020 yılında 60 öğrenci, 2021 yılında 40 öğrenci, 2022 yılında 37 öğrenci, 2023 yılında 17 öğrenci ve 2024 yılında 9 öğreci Türkiye’deki okulları tercih etmişler, geri kalanı yurt dışındaki okulları… Bu tablo bize ülkemizin başarılı ve zeki öğrencilerinin ülkemize güvenmediğinin ve terk ettiğinin somut  bir örneği.”    Sayın Sözen, konuşmasının son bölümünde 1973 yılında kabul edilen 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nu hatırlatarak, bu kanunun son derece kapsamlı ve modern bir şekilde hazırlandığını ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu arttırmak, milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmak amacı güttüğünü dile getirdi. Toplantıda son konuşmacı olarak söz alan A.Ü Öğretim üyesi Dç. Dr. Önder Bilgin, milli eğitim meselelerine ilişkin özetle şunları söyledi;    “EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ ZOR” “Maslow hiyerarşisine göre insanların temel ihtiyaçları barınma ve gıdadır. Buna bağlı eğitim aşamaları daha sonra gelir ve daha üst basamaktadır. Dolayısıyla bugün eğitim talep eden insanların temel ihtiyaçları karşılanmadığı durumda, eğitime eşit ve adil bir şekilde ulaşmaları mümkün değildir. Esasen gıda ve barınmaya ulaşamamış insanların eğitim talepleri de yapaydır. Ancak, geldiğimiz yüzyılda insanların öğrendiği eşitlik, adalet, musavvat, özgürlük… bütün bu kavramlar insanların eğitim taleplerinin de eşit olduğu zehabına kaptırmıştır onları. O yüzden, bugün eğitimde fırsat eşitliği konusunda gerçekçi bir yaklaşım, sadece bizim ülkemizde değil, dünyanın gelişmiş ülkelerinde de pek mümkün değildir. Zira, eğitim bir varsıl insan eylemidir. Varlıklı insanların çocuklarının biçimsel olarak aile eğitimi aldıkları düşünülse bile, içerik olarak onlardan çok farklı bir eğitim aldıkları görülmüştür.    ZORLUKLAR VE ÇARELER Ez cümle şu söylenebilir; ülkemiz için söylendiğinde eğitimde en temel problemlerden bir tanesi ülkenin ihtiyaçlarını karşılayabilecek tarzda demek olan millilik vasfını kaybetmiş olmasıdır. Zira millilik, ülkenizin talepleriyle ona ilişkin insanın yetiştirilmesi arasındaki uyumdur. Bu uyum kaybolmuştur. Dolayısıyla ülkede milli eğitimden bahsetmenin imkanı bu gün için ortadan kaybolmuştur. Ancak, enseyi karartmaya gerek de yoktur, zira milli eğitim esasen insanın en küçük taleplerinin ne olduğunun tespit edildiği durumda bile o insanların nasıl bir eğitim alabileceğinin hedefini de belirler. Bu bakımdan ülkenin hedefinin belirlenmesi, ülkenin neye ihtiyaç duyduğunun da karşılanması demek anlamına geliyor. Bu tarımsal üretim olabilir, teknolojik üretim olabilir.”    ANODEM’in bu ayki toplantısına misafir olarak katılan öğretmen Ramazan Eryılmaz da, “milli eğitimin temel sorunlarına yönelik taleplerimiz ve çözüm önerilerimiz” başlıklı, son derece kapsamlı, gerçekçi ve titizlikle hazırlanmış bir raporu katılımcıların dikkatine sundu. Eryılmaz, ara başlıklar ve maddeler halinde hazırladığı raporda özetle; “bir eğitim seferberliği ilan edilmelidir. Okulların fiziki yapıları her öğretim kademesine göre düzenlenmeli, fiziki etkinlik alanı olmayan okul kalmamalıdır. Okullarda kadrolu temizlik personeli istihdam edilmelidir. Okullarda güvenlik görevlisi muhakkak olmalıdır. Sınıf mevcutları 25’i geçmemelidir. Özel okul uygulamasına son verilmelidir. Mahalle ve semt okullarının sayısı arttırılmalıdır. Yabancı dil dersleri ve Türkçe derslerinin birbirine paralel uygulanması sağlanmalıdır. Milli eğitimde denetim mekanizması iyileştirilmelidir. Eğitimde modern bir eğitim reformuna gidilmelidir. Atama bekleyen öğretmenlerin istihdamına yönelik bir program uygulamaya girmelidir. Ücretli ve sözleşmeli öğretmen uygulaması kaldırılmalıdır. ” görüşünü dile getirdi.    Toplantı, burada dile getirilen eleştiri, görüş ve önerilerin yazılı bir metin halinde ilgili kurum ve kuruluşlara iletilmesi önerisini karara bağlayarak sona erdi.