Bol malzemeli CHP kimin işine yarıyor?

Çünkü Türkiye'nin en köklü partisinin üyesi farklıdır. CHP üyesi, genel başkanın yaptıklarından, uyguladığı politikaları yakın takip eder, yorumlar.  Cumhuriyet Halk Partisi tabanı okuyan, araştıran, sorgulayan hepsinden önemlisi biat kültüründen uzak genel başkan ve yönetimini eleştirmeyi demokrasinin gereği olarak yerine getirir. Hal böyle olunca, adının önünde CHP Genel Başkanı yazıyorsa Anayasa'yı tanımayan iktidarla yol yürümeye, ittifak ortağı MHP'ye el pençe divan durmaya karar verdiysen bu süreci bu kadar keskin şekilde değil, parti tabanına anlatabilecek şekilde siyasi strateji belirleyerek yapman gerekir. Akşam yatıp sabah kalktığında ben şu iktidar ve beraberindekilere sempatik görüneyim diyerek, CHP'nin genetik yapısıyla oynarsan akla, mantığa, bilime, siyasete uymayan bu davranış ve kararlar sorgulanarak, 'neden'lere ve 'niçin'lere yanıt aranır.   1931 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün CHP 3. Olağan Kurultayı'nda yaptığı bir konuşmayı hatırlatmak isterim... "Partide bir yanlışı, bir eksikliği gördüğünüz zaman kayıtsız, şartsız eleştireceksiniz. Yapılan herhangi bir yanlışa müsamaha göstermek son derece yanlıştır; mahsuru faydasından büyük olur."  Önderimiz Atatürk'ün sözüyle yola çıkarak, yazdığım köşe yazısının arkasındayım... Yazdığım yazıdaki iddiaları ve daha fazlasını başta CHP Genel Merkezi yöneticileri olmak üzere parti camiasının çok iyi bildiğini biliyorum.  Köşe yazımda iktidara dedikodu bile olsa malzeme vermemesi gerekliliğinin sorumluluğunda olması gerekliliğinin altını çiziyorum. Söz konusu yazı bir kadının bir hasta kadına saldırı olarak nitelendirilmek istense de asıl gerçek CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve yönetimine 'dost acı söyler' söylemini taşımasına rağmen asıl bakılması gereken noktadan çok uzak algı yönetimi yapılması yarınların 'keşke'leri olmaz umarım. Oysa ki, bilinenlerin en masum olanını dile getirerek CHP'nin önündeki tehlikeyi anlatmaktı derdim... Diğerlerini yazmak kalemimi utandırır, CHP'ye zarar verir... İktidarın devamı için bugün lazım olan Özgür Özel ve ekibinin yarın son kullanma tarihleri geldiğinde ortaya saçılanlarla kurtarmamız gereken CHP olacaktır. CHP'ye güven sorgulanacaktır, CHP çatısı altında siyaset yapmak imkansız hale gelecektir. Oyuna gelinmemesi gerekirken bugün yazdıklarım hasta bir kadına atılan iftira olarak değerlendirilmesine verebileceğim tek yanıt, 2008 yılından bugüne hasta olduğunu açıklayan Gülşah Durbay'a geçmiş olsun dileklerimi ileterek, şifa dileğinden bulunmaktır. Konu CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in durup dururken, partinin yükselişe geçtiği ve hiç ihtiyaç olmadığı bir dönemde 'eniştem beni niye öptü?' meselesidir. Keza dikkatinizi çekmek isterim; söz konusu yazı havuz medyası tarafından hiç bir yerde işlenmedi. Oysa ki, herhangi bir genel başkanla ilgili söz konusu iddia ortaya atılsa üzerinde tepinmeleri gerekirken koruma iç güdüyle hareket edilmesi yanıt arayan bir sorudur. Abdülkadir Selvi'den Rasim Ozan Kütahlı'ya kadar AKP cenahında konuya sahip çıkılması ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in koruma altına alınması, malzemesi bol CHP yönetiminin iktidara lazım olmasından dolayıdır. Bir partinin kaderi bu kadar ucuz olmamalı... Boynuma geçirilmek istenen ip yarın benim onur madalyam olarak göğsümde taşınacaktır. Kalın sağlıcakla...