Kanserde erken ölümleri önlemeye çalışıyoruz
Kanserde erken ölümleri önlemeye çalışıyoruz
'ANSİAD'ın 'Kendimi ve Ailemi Kanserden ve Kronik Hastalıklardan Nasıl Korunur?' başlıklı toplantısında konuşan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, "Biz yaşam süresini uzatmaktan çok erken ölümleri önlemeye çalışıyoruz. İnsan ömrü genetik olarak sınırlı. Ancak yaşam tarzı seçimlerimizle bu sürecin kalitesini belirleyebiliyoruz. Doğru yaşam alışkanlıkları erken ölümlerin yüzde 40'ını önleyebilir" dedi.
'ANSİAD'ın 'Kendimi ve Ailemi Kanserden ve Kronik Hastalıklardan Nasıl Korunur?' başlıklı toplantısında konuşan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, "Biz yaşam süresini uzatmaktan çok erken ölümleri önlemeye çalışıyoruz. İnsan ömrü genetik olarak sınırlı. Ancak yaşam tarzı seçimlerimizle bu sürecin kalitesini belirleyebiliyoruz. Doğru yaşam alışkanlıkları erken ölümlerin yüzde 40'ını önleyebilir" dedi.
haberimizvar.net- Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği'nin (ANSİAD) 2025 yılı faaliyet programı kapsamında düzenlediği ikinci kahvaltılı toplantısı, Akra Otel'de gerçekleştirildi. 'Kendimi ve Ailemi Kanserden ve Kronik Hastalıklardan Nasıl Korurum?' başlıklı toplantıya, Tıbbi Onkoloji Uzmanı & Memorial - Medstar Onkoloji Merkezi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan konuk oldu. Toplantının başkanlığını ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek üstlendi.
Prof. Dr. Özdoğan konuşmasında, sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini tehdit eden temel unsurlardan biri olarak artan sağlık harcamalarına dikkat çekti. “Bilinçli ve sağlıklı yaşam kurallarına uyan bir toplumda sağlık harcamaları yüzde 70 oranında azalabiliyor" diyen Özdoğan, bu azalmanın toplum sağlığına olan katkısının da altını çizdi. “Bizlerden beklenen şey yaşam süresini uzatmak gibi algılanıyor. Ancak bu yanlış bir beklenti. Biz yaşam süresini uzatmıyoruz; erken ölümle mücadele ediyoruz" diyen Özdoğan, genetik yapının insan ömrünü zaten belirli bir seviyede sınırladığını, önemli olanın bu sınır içinde sağlıklı yaşamak olduğunu ifade etti.
Doğru yaşam seçimlerinin yüzde 40 oranında etkili olduğunu, genetik faktörlerin ise sadece %20 etkisi bulunduğunu belirten Özdoğan, sosyal ve çevresel faktörlerin de diğer yüzde 20'lik kısmı oluşturduğunu söyledi, “Bu nedenle yaşam seçimleri çok önemli. Küçük değişiklikler hayatın gidişatını kökten etkileyebilir" dedi.
'BİNDİĞİNİZ ARAÇLARDAN ÇOK DAHA KIYMETLİSİNİZ'
Sağlığa verilen önemin bireysel düzeyde düşük olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özdoğan, “Arabamızın bakımını geciktirmiyoruz ama kendi bedenimize aynı özeni göstermiyoruz. Oysa bindiğiniz araçtan çok daha kıymetlisiniz" diyerek, yaşam tarzı hatalarının, kalp krizi ve kanser gibi ölümcül sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.
Prof. Dr. Özdoğan, Japonya, İsveç, Nijerya ve Türkiye gibi ülkelerdeki istatistikleri karşılaştırarak, kanser ve kalp hastalıklarındaki ölüm oranlarının toplum bilinciyle doğrudan bağlantılı olduğunu vurguladı. Özdoğan, “Japonya'ya baktığımızda kalp krizinden ölüm oranları yüzde 10-20 arasında. İsveç'te yüzde 20-30, Nijerya gibi geri kalmış bir ülkede yüzde 70-100 görülüyor. Türkiye'de ise yüzde 50-70 arasında. Hepsinin önündeyiz. Obeziteye baktığımızda Japonya'da yüzde 4,5 iken Türkiye'de yüzde 37. Akşam sabah gıda endüstrisinin beslediği, obez insanların yaşadığı Amerika var. Tütün kullanımında Türkiye yüzde 28 oranında. Kanser sıklığına baktığımızda düşündüğümüz gibi kanser bizde Avrupa ülkelerinden daha fazla değil. Ama başka bir problem var, bilinçsizlik" dedi.
' KANSER KURTULABİLECEĞİMİZ BİR HASTALIK DEĞİL'
Kanserin tek bir hastalık olmadığını, çok sayıda alt türü bulunduğunu belirten Prof. Dr. Özdoğan, erken teşhisin önemini vurguladı. Kanserin tek bir hastalık değil, çok sayıda alt türe sahip karmaşık bir hastalık grubu olduğunu hatırlatan Özdoğan, son 15 yılda önemli ilerlemeler kaydedilmesine rağmen, kanserin tamamen yok edilebilecek bir hastalık olmadığını belirtti.
Özdoğan, “Ne oluyor da kanser oluyoruz? Bunu anlamak çok önemli. Vücudumuzda üç ana grup gen bulunur. DNA tamir genleri, Kanser yapıcı (onkogen) ve hücre büyümesini uyaran genler. Normalde bir hücre dengesiz bir şekilde büyümeye başladığında, vücut bu hücreye ölüm emri verir. Ancak yaş ilerledikçe, özellikle DNA tamir genlerinin etkinliği azalır. Bu durum, hücrelerde biriken hataların düzeltilmemesine ve kanser riskinin artmasına yol açar.Her ne kadar kanseri tedavi etmede ilerleme kaydedilse de temel bir gerçek değişmiyor. Kanser, insan ölümlerinin başlıca nedenlerinden biri olmaya devam edecek" diye konuştu.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.