Zeyyat Şahin
Köşe Yazarı
Zeyyat Şahin
 

Taşra ve üniversite

Kütüphanesi olmayan kasabalardan kütüphaneye hepten yabancı başka bir kasabaya gönderiyoruz çocuklarımızı ve buna üniversiteye gitmek diyoruz. Taşranın yoksulluğundan bıkmış, taşranın daracık dünyasında ruhlarına daral gelmiş gençlerimizi daha yolun başında yoksulluğa mahkum ediyoruz.   Taşranın kütüphaneyle hiç temas etmemiş, kitaba ve kelama değer vermeyen öğretmenleri her gün biraz daha daraltır çocukların dünyalarını. Bütün bir eğitim süreci dağın bilinen ezber edilen yüzünü tekrar tekrar terennümle geçer. Oysa bir de öte yüzü vardır dağın. Güneşin ve ayın doğup battığı yer arasına hapsedilmiş zihinlerimiz, güneşin ve ayın bizi terk ederken aydınlattığı yerden habersizdir.   Bizi dağın öte yüzünden haberdar etmeyen okul, Kaf dağını terennüm etmeyen şiir ve dağın öte yüzünü yalnız korku olarak tanımlayan bir öğretmen… Hayatımızı şekillendirecek unsurlara bakar mısınız? Hayatımızı şekillendirme iddasında olanlar bir hayalimiz olmasına razı değiller. Ve hayallerimizin peşinde koşmak için tek şansımız olan üniversiteyi de dağın bu yüzüne, zaten bildiğimiz ezber ettiğimiz yüzüne kurmuşlar.   Dağlarla çevrili Anadolu kasabalarının erken inen akşamlarında, karanlıkların orta yerindeyiz. Kaderimize isyan edip aydınlıklara doğru dolu dizgin koşmak azmindeyiz; ama dört yanımız duvar. Dört yanımız, yarı aydın zihinlerce inşa edilmiş aşılmaz bir sur.   Aydınlık diye haykırıyoruz… Bir parça aydınlık..! Herkes ve her şey sesimize sağır, duyanlar da çaresiz. Kasaba politakıcılarının insafına teslimiz ve kasaba politikacılarının ufku kadar ufkumuz. Ne ufkumuzu yeniden inşa edecek kütüphanelerimiz var ne de yeni kütüphaneler inşa edip vahayı yaşanır kılacak biri.   Aydınlığın peşinde aklımız kaybediyoruz. Kütüphane bir Leyla ve biz çölde Mecnunuz. Üniversite çölde karşımıza çıkmasını umduğumuz serap… Ama beyhude… Kütüphaneyi tanımayan ve kelama itibar etmeyen bir taşra üniversitesi hangi susuzluğa çare olabilir ki?
Ekleme Tarihi: 29 Temmuz 2024 - Pazartesi

Taşra ve üniversite

Kütüphanesi olmayan kasabalardan kütüphaneye hepten yabancı başka bir kasabaya gönderiyoruz çocuklarımızı ve buna üniversiteye gitmek diyoruz. Taşranın yoksulluğundan bıkmış, taşranın daracık dünyasında ruhlarına daral gelmiş gençlerimizi daha yolun başında yoksulluğa mahkum ediyoruz.
 
Taşranın kütüphaneyle hiç temas etmemiş, kitaba ve kelama değer vermeyen öğretmenleri her gün biraz daha daraltır çocukların dünyalarını. Bütün bir eğitim süreci dağın bilinen ezber edilen yüzünü tekrar tekrar terennümle geçer. Oysa bir de öte yüzü vardır dağın. Güneşin ve ayın doğup battığı yer arasına hapsedilmiş zihinlerimiz, güneşin ve ayın bizi terk ederken aydınlattığı yerden habersizdir.
 
Bizi dağın öte yüzünden haberdar etmeyen okul, Kaf dağını terennüm etmeyen şiir ve dağın öte yüzünü yalnız korku olarak tanımlayan bir öğretmen… Hayatımızı şekillendirecek unsurlara bakar mısınız? Hayatımızı şekillendirme iddasında olanlar bir hayalimiz olmasına razı değiller. Ve hayallerimizin peşinde koşmak için tek şansımız olan üniversiteyi de dağın bu yüzüne, zaten bildiğimiz ezber ettiğimiz yüzüne kurmuşlar.
 
Dağlarla çevrili Anadolu kasabalarının erken inen akşamlarında, karanlıkların orta yerindeyiz. Kaderimize isyan edip aydınlıklara doğru dolu dizgin koşmak azmindeyiz; ama dört yanımız duvar. Dört yanımız, yarı aydın zihinlerce inşa edilmiş aşılmaz bir sur.
 
Aydınlık diye haykırıyoruz… Bir parça aydınlık..! Herkes ve her şey sesimize sağır, duyanlar da çaresiz. Kasaba politakıcılarının insafına teslimiz ve kasaba politikacılarının ufku kadar ufkumuz. Ne ufkumuzu yeniden inşa edecek kütüphanelerimiz var ne de yeni kütüphaneler inşa edip vahayı yaşanır kılacak biri.
 
Aydınlığın peşinde aklımız kaybediyoruz. Kütüphane bir Leyla ve biz çölde Mecnunuz. Üniversite çölde karşımıza çıkmasını umduğumuz serap… Ama beyhude… Kütüphaneyi tanımayan ve kelama itibar etmeyen bir taşra üniversitesi hangi susuzluğa çare olabilir ki?
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.