Beni tanıyanlar bilirler ki Antalya Devlet Senfoni Orkestrası’nın (ADSO) benim hayatımda özel bir yeri vardır. Yaklaşık 25 yıldır neredeyse tüm etkinliklerini takip etmeye çalışırım. Hatta hayatımı onun konser günü olan cumaya göre ayarlarım. Elbette söz buraya gelince pandemi öncesine kadar 18 yıl P22 ve P24 nolu koltuklarda yan yana oturduğumuz.
İki yıl önce kaybettiğimiz Neşe Karel’i de anmak isterim. Tüm konserleri beraber izlerdik. Konser öncesi onunla buluşmak için heyecanla cuma akşamını beklerdim. Çay içerdik. “Hadi Çocuk vakit geldi konser başlayacak” der ve konsere giderdik. Onunla yan yana gösterimleri izlemeyi özledim.
ADSO’nun tarihine baktığımızda öykünün 1995 yılında başladığını zamanın belediye başkanı Hasan Subaşı başta olmak üzere, Antalya Oda Orkestrası şefi İnci Özdil, kontrbasçı Numan Pakdemir ve Şef Gürel Aykal dahil birçok Antalyalının ve genç sanatçının emeğinin ve desteğinin olduğunu görürüz.
Temel amacı çoksesli evrensel müziği Antalya halkına ulaştırmak olan bu başlangıç heyecanında rol alan herkesin büyük bir azim ve kararlılıkla ellerinden gelenin fazlasını yapmaya gayret göstermişlerdir ve şuan ülkemizde faaliyette bulunan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası, Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası, Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ve Ankara Devlet Çoksesli Müzik Korosu ile Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olarak faaliyette bulunmaktadır.
Bugüne kadar birçok ünlü sanatçıyı, solisti ve orkestra şefini gururla ağırlamıştır. Hatta 18 Nisan 2025 tarihindeki konserde orkestrayı dünyaca ünlü, eski Bulgaristan Kültür Bakanı, Emil Takakov’un şefliğinde ve 7 yaşından itibaren önemli yarışmalarda birincilikler kazanmaya başlayan; çeşitli türlerden müzik eserlerine yaptığı düzenlemelerle keman çalma tekniğini daha önce ulaşılmamış noktalara taşıyan; kendi ürettiği keman telleriyle ve icat ettiği prizmatik gözlükleri ile çalan, efsanevi keman virtüözü ve besteci Roman Kim sahne almıştır. Tıklım tıklım dolu salonda keman virtüözörü Roman Kim iki kere bis yapmıştır.
Ayrıca TRT yıllık ortalama 10-15 konseri çekerek TRT’de yayınlamaktadır. 18 Nisan tarihli konser de TRT tarafından kaydedilerek yakın zamanda yayınlanmak üzere arşive alınmıştır. Konser aynı zamanda TRT radyoda canlı yayınlanmıştır.
11Nisan 2025 tarihli Konserinde de dünyaca ünlü Orkestra Şefi Howard Griffiths şef olarak sahnededir ve dünyanın en iyi piyano ikililerinden biri olarak kabul edilen, Devlet Sanatçılarımız Güher ve Süher Pekinel solist olarak sahnede olmuşlardır. Her iki konser de muhteşemdi.
Tüm bunları anlatmamın nedeni Antalya’mızın kültür ve sanat merkezi olan Atatürk Kültür Merkezindeki Aspendos Salonunun giderek ışıklandırma, iklimlendirme ve sahne sisteminin yetersizliğinin konser performansına yansımasıdır. Özellikle son iki konserde yaşanan ışıklandırma arızalarının sanatçıların performansı, izleme keyifsizliği başta olmak üzere TRT’nin 33 kişi ve 2 günlük emeğiyle kaydettiği çalışmanın bile boşuna gitmesine sebep olabilecek kadar kötü olmasıydı.
AKM Aspendos konser salonu binası Antalya Büyük Şehir Belediyesine aittir ve Antalya Devlet Senfoni Orkestrası orada kiracı durumundadır. Antalya Büyükşehir Belediyemizin de dünyaya açılan penceresi olan bu alan sadece ADSO’nun konserlerine değil ABB’nin birçok etkinliğinde, Altın Portakal Film Festivali, Piyano Festivali dahil birçok etkinlikte kullanılmaktadır.
Muhittin Başkanım için de özel bir yer olduğunu bildiğim AKM’nin şu anki halinde yine onun acil desteğine ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Eminim bu temel ihtiyaçlardan kendisi haberdar değil, haberdar olsaydı en hızlı şekilde çözeceğinden eminim.
ADSO’nun her konserinde ortalama 60 kişilik ADSO sanatçısı, dünyanın bilinen orkestra şefleri ve konuk solistleriyle pazartesinden cumaya kadar prova yapmakta ve cuma akşamı sadece iki saat içinde bu performanslarını sergilemekteler. Bunu yılda ortalama 35-40 konserlik programda yapmaktalar. Bu emeğin çok küçük bütçelerle çözülebilecek halde iken zayi olmasına bir sanat sever ve bu konuları akademik hayatında takip eden bir akademisyen olarak gönlüm razı olmamaktadır.
Bu konuda ABB Başkanı Muhittin Başkanımdan acil çözüm ve destek talep ediyorum.