aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat

Yumuşak doku kanserine dikkat!

SAĞLIK (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 09.04.2025 - 12:07, Güncelleme: 09.04.2025 - 12:07
 

Yumuşak doku kanserine dikkat!

Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, genellikle geç evrede frak edilen yumuşak doku kanserlerinin çocuklukta da ortaya çıkabileceğini belirterek, "Yumuşak doku tümörleri vücudun yumuşak dokularındaki hücrelerin büyümesiyle başlayan nadir bir kanser türüdür. En sık kollarda bacaklarda ve karında görülür. Tedavi kanserin boyutuna, türüne ve konumuna ve ne kadar hızlı büyüdüğüne bağlıdır" dedi.

haberimizvar.net- Yumuşak doku tümörleri, vücudun yumuşak dokularındaki hücrelerin büyümesiyle başlayan nadir bir kanser türüdür. Yumuşak doku tümörleri vücudun herhangi bir yerinde olabilir. En sık kollarda, bacaklarda ve karında görülür. Yumuşak doku tümörleri, çocukluk ve gençlik çağındaki tüm kanser hastalıklarının yaklaşık yüzde 6,6'sını oluşturur. Bu kanserlerin teşhisi zor olabilir çünkü ilk evrelerde belirti vermez, belirtiler ortaya çıktığında ise büyüme ağrılarıyla karıştırılabilir ve bu nedenle tedavide geç kalınabilir. Tedavi, kanserin boyutuna, türüne ve konumuna ve ne kadar hızlı büyüdüğüne bağlıdır. Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası nedeniyle; nadir görülen bu tümörler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. "TÜMÖRLER, VÜCUDUN HER YERİNDE OLUŞABİLİR" Yumuşak doku kanserinin kas, yağ dokusu, bağ dokusu, damarlar ve sinirlerde görülebildiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, "Vücudun tamamında yumuşak doku bulunduğundan tümörler, vücudun her yerinde oluşabilir. Tümörlerin yüzde 60’ı kollar, bacaklar ve kalçada, yüzde 20’si göğüs ve batında, yaklaşık yüzde 10’u da baş ve boyunda görülmektedir. Tümör büyüdükçe şişme ya da yumrulara sebep olabilir. Sinirler ve adaleler üzerine baskı yaparsa ağrıya yol açabilir" dedi. Yumuşak doku sarkomlarının bazı iç organlarda şişlik belirtisi vermeden ilerleyebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, "Karnın arkası veya bağırsaklar gibi düz kaslardan oluşan organlarda gelişen sarkomlar anlaşılmayabilir. Genetik geçiş, lenf sisteminin uzun süreli yetmezliği, vinil klorit ve arsenik gibi kimyasallarla temas ve travmalar, hastalığa sebep olan faktörler arasındadır. Yumuşak doku kanserlerinin yarısı, çocukluk yaşında görülen atipik çizgili kas hücrelerinden kaynaklanan ve ender rastlanan kötü huylu tümörlerdir" ifadelerini kullandı. "GENETİK SENDROMLARA SAHİP BİREYLER İZLENMELİ" Yumuşak doku tümörlerinin genellikle geç fark edildiğini, bu nedenle tarama programlarının önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Aydın, yüksek risk taşıyan genetik sendromlara sahip bireylerin ve radyasyona maruz kalan kişilerin yakından izlenmesi gerektiğini vurguladı. Aydın, "Hastada derin yerleşimli, ağrılı, hareketi kısıtlı ve 5 cm'den büyük bir kitle varsa yumuşak doku sarkomundan şüphelenilmelidir. Tanıda ortopedik onkoloğun yapacağı detaylı muayene ve görüntüleme yöntemleri yeterlidir" dedi. BELİRTİLERİ SIRALADI Yumuşak doku kanserinde kemiklerde zayıflama ve kırılmalar, eklem şişmeleri, yorgunluk, ateş, kilo kaybı, anemi, şiddetli karın ağrısı, bulantı-kusma, dışkıda kan veya siyah renkli dışkı gibi belirtilerin görülebildiğini aktaran Prof. Dr. Aydın, kesin tanının biyopsiyle konulduğunu söyledi. Biyopsinin doğrudan, ultrasonla ya da zor alanlarda bilgisayarlı tomografi eşliğinde özel iğnelerle yapıldığını belirtti. Yumuşak doku sarkomlarının görünüm ve yayılımına göre dört evrede incelendiğini ifade eden Prof. Dr. Aydın, "Evre 1 ve 2 lokal düzeyde, evre 3’te tümör yakın lenf bezlerine yayılmış, evre 4’te ise vücuda dağılmış olur. Bu evrelendirmede Pet-CT önemli bir incelemedir" diye konuştu. "TÜMÖRÜN BÜYÜMESİNİN DURDURULMASINDA RADYOTERAPİNİN YARARI ÖNEMLİDİR" Ortopedik onkoloji uzmanlarının, özellikle kollar ve bacaklardaki tümörlerde devrede olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aydın, "Baş-boyun, göğüs ve karın-pelvis bölgesindeki tümörlerde; genel cerrahi, göğüs cerrahisi, plastik cerrahi ve damar cerrahisi uzmanlarının ekip çalışması çok önemlidir. Tümörün büyümesinin durdurulmasında radyoterapinin yararı önemlidir. Yumuşak doku tümörlerinin tedavisinde erken tanı ve ortopedik onkolojide deneyimli hekimlerle tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır" dedi.  
Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, genellikle geç evrede frak edilen yumuşak doku kanserlerinin çocuklukta da ortaya çıkabileceğini belirterek, "Yumuşak doku tümörleri vücudun yumuşak dokularındaki hücrelerin büyümesiyle başlayan nadir bir kanser türüdür. En sık kollarda bacaklarda ve karında görülür. Tedavi kanserin boyutuna, türüne ve konumuna ve ne kadar hızlı büyüdüğüne bağlıdır" dedi.

haberimizvar.net- Yumuşak doku tümörleri, vücudun yumuşak dokularındaki hücrelerin büyümesiyle başlayan nadir bir kanser türüdür. Yumuşak doku tümörleri vücudun herhangi bir yerinde olabilir. En sık kollarda, bacaklarda ve karında görülür. Yumuşak doku tümörleri, çocukluk ve gençlik çağındaki tüm kanser hastalıklarının yaklaşık yüzde 6,6'sını oluşturur. Bu kanserlerin teşhisi zor olabilir çünkü ilk evrelerde belirti vermez, belirtiler ortaya çıktığında ise büyüme ağrılarıyla karıştırılabilir ve bu nedenle tedavide geç kalınabilir. Tedavi, kanserin boyutuna, türüne ve konumuna ve ne kadar hızlı büyüdüğüne bağlıdır.

Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası nedeniyle; nadir görülen bu tümörler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

"TÜMÖRLER, VÜCUDUN HER YERİNDE OLUŞABİLİR"
Yumuşak doku kanserinin kas, yağ dokusu, bağ dokusu, damarlar ve sinirlerde görülebildiğini belirten Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, "Vücudun tamamında yumuşak doku bulunduğundan tümörler, vücudun her yerinde oluşabilir. Tümörlerin yüzde 60’ı kollar, bacaklar ve kalçada, yüzde 20’si göğüs ve batında, yaklaşık yüzde 10’u da baş ve boyunda görülmektedir. Tümör büyüdükçe şişme ya da yumrulara sebep olabilir. Sinirler ve adaleler üzerine baskı yaparsa ağrıya yol açabilir" dedi.

Yumuşak doku sarkomlarının bazı iç organlarda şişlik belirtisi vermeden ilerleyebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, "Karnın arkası veya bağırsaklar gibi düz kaslardan oluşan organlarda gelişen sarkomlar anlaşılmayabilir. Genetik geçiş, lenf sisteminin uzun süreli yetmezliği, vinil klorit ve arsenik gibi kimyasallarla temas ve travmalar, hastalığa sebep olan faktörler arasındadır. Yumuşak doku kanserlerinin yarısı, çocukluk yaşında görülen atipik çizgili kas hücrelerinden kaynaklanan ve ender rastlanan kötü huylu tümörlerdir" ifadelerini kullandı.

"GENETİK SENDROMLARA SAHİP BİREYLER İZLENMELİ"
Yumuşak doku tümörlerinin genellikle geç fark edildiğini, bu nedenle tarama programlarının önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Aydın, yüksek risk taşıyan genetik sendromlara sahip bireylerin ve radyasyona maruz kalan kişilerin yakından izlenmesi gerektiğini vurguladı. Aydın, "Hastada derin yerleşimli, ağrılı, hareketi kısıtlı ve 5 cm'den büyük bir kitle varsa yumuşak doku sarkomundan şüphelenilmelidir. Tanıda ortopedik onkoloğun yapacağı detaylı muayene ve görüntüleme yöntemleri yeterlidir" dedi.

BELİRTİLERİ SIRALADI
Yumuşak doku kanserinde kemiklerde zayıflama ve kırılmalar, eklem şişmeleri, yorgunluk, ateş, kilo kaybı, anemi, şiddetli karın ağrısı, bulantı-kusma, dışkıda kan veya siyah renkli dışkı gibi belirtilerin görülebildiğini aktaran Prof. Dr. Aydın, kesin tanının biyopsiyle konulduğunu söyledi. Biyopsinin doğrudan, ultrasonla ya da zor alanlarda bilgisayarlı tomografi eşliğinde özel iğnelerle yapıldığını belirtti.
Yumuşak doku sarkomlarının görünüm ve yayılımına göre dört evrede incelendiğini ifade eden Prof. Dr. Aydın, "Evre 1 ve 2 lokal düzeyde, evre 3’te tümör yakın lenf bezlerine yayılmış, evre 4’te ise vücuda dağılmış olur. Bu evrelendirmede Pet-CT önemli bir incelemedir" diye konuştu.

"TÜMÖRÜN BÜYÜMESİNİN DURDURULMASINDA RADYOTERAPİNİN YARARI ÖNEMLİDİR"
Ortopedik onkoloji uzmanlarının, özellikle kollar ve bacaklardaki tümörlerde devrede olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aydın, "Baş-boyun, göğüs ve karın-pelvis bölgesindeki tümörlerde; genel cerrahi, göğüs cerrahisi, plastik cerrahi ve damar cerrahisi uzmanlarının ekip çalışması çok önemlidir. Tümörün büyümesinin durdurulmasında radyoterapinin yararı önemlidir. Yumuşak doku tümörlerinin tedavisinde erken tanı ve ortopedik onkolojide deneyimli hekimlerle tedavi edilmesi büyük önem taşımaktadır" dedi.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haberimizvar.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.